ANADOLU KIZILBAŞLARI


ANADOLU ALEVILERI-KIZILBAŞLAR

1. Bulundukları Yerler:

Kızılb~lar, Şü mezhebinin a§ırılarından (gulat'ından) olan bir fırkanın taraftarlarıdır.
Bugün Türkiye'de Tr akya 'da Dobruca, Deliorman, Edirne ve Kırklareli; Anadolu'da
Eski§ehir çevresi, Balıkesir, İzmir, Narııdere, Sivas, Çorum, Mecitözü, Sungurlu. İskilip,
Divriği, Tokat, Almus, Zile, Yozgat'ın keylerinde, Malatya, Erzincan; Akdeniz &\gesinde
Antalya ve Kazalarının bazı köylerinde genellikle yalnız kendilerinin bulunduğu köylerde
ya§arlar.Sunniler ile karı§ık Kızılba§ köyleri pek azdır. Türkiye dı§ında İran'ın batısında
Luristan ve Kürdistan'da, Azerbaycan, Tebriz. Maverai ve Kafkasya; küçük topluluklar
halinde Hemadan, Tahran,Mazenderan ve Farsta Ehl-i Hak adı altında bulunurlar(1).
Tahtacılar ve Anadolu'da "Abdal" adı verilerek halk arasında "ALEVİLER " oldukları söyl enen
topluluklarda Kızılbaştır(2).
Bunlar, haklarında yaygınsöylentilerden biri ile ilgili olarak "Mum söndürenler";
Ş1a-yl İmEtmiyye mezhebinde tav§an yemek haram olduğu için" Tav§an yemezler"; İran'da
"Ali İlahiler gibi adlarla da anılırlar(3).
2. Tarihçesi:
Kızılba§ adı, ŞIlliğin bir .koluna mensup olanlara ilk zamanlarda kızılhaç ve hırka
giymeleıinden dolayı verilmi§tir. Sasan1ler devrinde Zerdü§t dinine bağlı Mazdek
taraftarlarının benimsediği bu kıyafet, İslamiyetten sonra "Batıniler" tarafından kabul
edilmi§tir. "Batınller" tarafından kabul edilmi§tir. BEltın1Iere bundan dolayı MuammereKırmızı elbise giyenler-adı verilir. Şiiliğin İmamiyye mezhebirıi benimsiyen ve Sa f evt
Devletini kur an Erdebil Sufilerinin oniki dilimli kızılhaç giymeleri, bu geleneğin devamı
olduğu söylenmektedir(4). Safevt hanedamnın kurucusu~eyh S§ffyuddun Erdebllt (ö.
1334)'irı torunlarından Şeyh Cüneyd (ö. 1460), Suriye-Anadolu ve Azerbeycan'daki
Şif-Batlni boyl an arasındaki hareketi; ökümünden sonra Hayda r devam ettirmi§tir. Şeyh
Hayda r (ö.1488), taraflarınca "Tanrı'nın Zuhunı" sayı1mI§, oniki dilimli kızılhaç giymi§ ve
kızıl sarık sarınml§tır. Müıitlerinede derecelerine göre ayl}ı tacı sanklı ve sarakslZ çe§itlerini
giydirmi§tir(5). Şeyh Hayda r 'dan sonraki Safevi §ahlarına bağlı olan zümreye Sünniler
tarafından Kızılba§ adı verilmi§tir.sünni-Şü çeki:ımeleri yüzünden Anadoluda halk
arasında bunl a r aleyhine çe§itli söylentiler yaygınla§arak klaykırı davr anan kimse anlamında kullanılmaya b3§lanmış ve bu gelenek bugüne kada r
devam etm~tir.(\ .
)N. Yüzyıldan itibaren gel~en Osmanlı -Safevrçek~meleri sırasında Anadoludaki
Kızılb3§lar i r an' a sıkı bir §ekilde bağlanmışlar, i r an'dan gelen Kızılb3§lar ise Anadoluda
Osmanlı Devleti aleyhinde propagandalara gir~m~lerdir. Bunun sonucu olarak da,
AnadOlURa z aman z aman Kızılb3§ ayaklanmalarıçıkmıştır. Anadoluda Beylerbeyi Karagöz
P3§a'yl t ) yene c ek kada r kuvvetlenen ve Veziriazam Hadım Ali P3§a tarafından mağlub
edilen Şah Kulu (Sivas'ta Şah İsmail'e giderken 151l 'de öldürülmü§tür)'un isyanı Yavuz
Sul t an Selim'irı Çaldıran Seferirıden (1514) önc e bastırmak zorunda kaldığı Kızılba§
ayaklanmaları,KanuniSul t an Sül eyman zamanındaSadr a z am İbrahim P3§a'nın bastırdığı
Kalender Çelebi (Balım Sulta'ın Karde§i) ayaklanması (1527), Suriye'den gelerek
Güneydoğu Anadoluda ellibirı taraftarı ile harekete geçen ve Bozok'a yolladığı halifesi
aracılığı ile Kızılb3§ları ayaklandıran yalancı Şah İsmail'in faaliyeti (15']3ve 158ü'de Yozgat
ve Malatya'da iki defa or t aya çıkmıştır) bu hareketlerirı b3§lıcalarıdır )
3. İnançları:
Kızılb3§larda inanç daha çok gelenek ve göreneğe dayanmaktadır. Bu bakımdan
Kızılb3§ların itikatlarını ya kendileri ile be r abe r olup duyarak, görerek anlamak veyahut
- mukadde s saydıkları menıkıbu'I-Esrtlr Behcetü'I-Ahbar (Sırların Menkibeleri, Hüı1Ierin
Güzelliği), Miraçname, Faziletname, Kumruname, Hutbetü'ı-Be)tan, Miraku'I-Makasıd, Hacı
Bekİ3§ Veıtnirı Vetayetnamesi, Noktadu'I-Bey~n, Cavidan ve Hüsniye gibi kitaplarından
"deı}~" ve "~yet" 1edikleri nefesIerden (hece vezni ile dmlükler halinde scylenm~ dinl'§iir)
çıkarmak gerekir( ).
inançlarının esası Alfyi Tanrı tanımaktır. Şehadetleri olan "I1ıil~he İllallah, Muhammedun Resulullah, Aliyyun Veliyullah, Veliyun Ali Allah" yani Allah'tan bô!lka ilah yoktur,
Muhammed AJ!.ah'ın rasuludur, Ali Allah'ın velisidir, Veli de Allah olan Alfdir" s a l e r i bunu
açıkça bildirir t \ He r ne kada r aralarında dilden dile naklettikleri mukaddes kitapların da
yazılı hikayelerde de Alfden bô§ka bir Allah va r ise de, Klzılba§lar bunu tevil ederek
Alfnin evvel, ahir, batın, z-ahir, rahman, rahim olduğunu söylerler. Örneğin:aykırı davr anan kimse anlamında kullanılmaya b3§lanmış ve bu gelenek bugüne kada r
devam etm~tir.(\ .
)N. Yüzyıldan itibaren gel~en Osmanlı -Safevrçek~meleri sırasında Anadoludaki
Kızılb3§lar i r an' a sıkı bir §ekilde bağlanmışlar, i r an'dan gelen Kızılb3§lar ise Anadoluda
Osmanlı Devleti aleyhinde propagandalara gir~m~lerdir. Bunun sonucu olarak da,
AnadOlURa z aman z aman Kızılb3§ ayaklanmalarıçıkmıştır. Anadoluda Beylerbeyi Karagöz
P3§a'yl t ) yene c ek kada r kuvvetlenen ve Veziriazam Hadım Ali P3§a tarafından mağlub
edilen Şah Kulu (Sivas'ta Şah İsmail'e giderken 151l 'de öldürülmü§tür)'un isyanı Yavuz
Sul t an Selim'irı Çaldıran Seferirıden (1514) önc e bastırmak zorunda kaldığı Kızılba§
ayaklanmaları,KanuniSul t an Sül eyman zamanındaSadr a z am İbrahim P3§a'nın bastırdığı
Kalender Çelebi (Balım Sulta'ın Karde§i) ayaklanması (1527), Suriye'den gelerek
Güneydoğu Anadoluda ellibirı taraftarı ile harekete geçen ve Bozok'a yolladığı halifesi
aracılığı ile Kızılb3§ları ayaklandıran yalancı Şah İsmail'in faaliyeti (15']3ve 158ü'de Yozgat
ve Malatya'da iki defa or t aya çıkmıştır) bu hareketlerirı b3§lıcalarıdır )
3. İnançları:
Kızılb3§larda inanç daha çok gelenek ve göreneğe dayanmaktadır. Bu bakımdan
Kızılb3§ların itikatlarını ya kendileri ile be r abe r olup duyarak, görerek anlamak veyahut
- mukadde s saydıkları menıkıbu'I-Esrtlr Behcetü'I-Ahbar (Sırların Menkibeleri, Hüı1Ierin
Güzelliği), Miraçname, Faziletname, Kumruname, Hutbetü'ı-Be)tan, Miraku'I-Makasıd, Hacı
Bekİ3§ Veıtnirı Vetayetnamesi, Noktadu'I-Bey~n, Cavidan ve Hüsniye gibi kitaplarından
"deı}~" ve "~yet" 1edikleri nefesIerden (hece vezni ile dmlükler halinde scylenm~ dinl'§iir)
çıkarmak gerekir( ).
inançlarının esası Alfyi Tanrı tanımaktır. Şehadetleri olan "I1ıil~he İllallah, Muhammedun Resulullah, Aliyyun Veliyullah, Veliyun Ali Allah" yani Allah'tan bô!lka ilah yoktur,
Muhammed AJ!.ah'ın rasuludur, Ali Allah'ın velisidir, Veli de Allah olan Alfdir" s a l e r i bunu
açıkça bildirir t \ He r ne kada r aralarında dilden dile naklettikleri mukaddes kitapların da
yazılı hikayelerde de Alfden bô§ka bir Allah va r ise de, Klzılba§lar bunu tevil ederek
Alfnin evvel, ahir, batın, z-ahir, rahman, rahim olduğunu söylerler. Örneğin:Ali ewel Ali ahir.
Ali batın Ali zahir
Ali tayyib Ali tahir
Aligöründügözüme
Ali candır Ali canGn
Ali dindir Ali m1an
Ali rnhim Ali rahm~n
Aligöründü gözüme
Hi lmi ( l ) gedayı bi r kemter
Görür gözüm dilim söyler
Her nereye kılsam nazar
Ali göründü gözüme
Kızılb~lara göre Ali AlIah'tır. Bu şu şekilde dile getirilir:
Bir ismim Al fdi r bi r ismim Ajlph,
Şükür birliğine Elhamdülillah().
Zaten Allah, Muhammed ve Ali üçü birdir. Tanrı, Muhammed ve Ali surelinde
görünmüştür. Muhammed ve Ali iki şahıs olarak düşünülmez. Birdirler ve bi r şahsın iki
adı imi§cesine söylenip yazıldığını' kabul ederler. Peygamber ve damadı Ali teolojik bi r
simada birleştirilmi§tir. Bu olay şu dizelerde dile getirilir:
Hafa! Birbirinden kim ayr.ı gördü
Muhammed Ali'dir Ali MuhammedC\ Ve:
Sabah seherinde virdim budur bu
Allah bi r Muhammed Ali'dir Ali
Zikrim olan Üıilahe İllallah 4
Allah bi r Muhammed Al fdi r Ali ( ). Ve yine:La ilah illa Aırdir Nur-i zat-ı Zülceıaı 1
Ü\ ifah illa Aırdir Hayy-ı Bakt ı.ayezaı( ).
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Fakat şunu söyleyelim ki, bütün hikay;!erde
Ali daima Muhammed'den üstündür. Mirac dahil Peygamberin Ali sırrına ermesi, Ayin-i
Cem de bu hikayenin temsilidir.
A1ryi bir yandan Peygamberin vasisi ve ümmetin imamı tanıyan, Hz.
Muhammed'in mÜr§idi s ayan, bir yandan da Tanrı bilen Kızdba§lar, ibadetleri tevil etmekte
ve mezhepte dereceler kabul etmek konusunda İsmailiyye'nintesiri altında kalmakta, oniki
imamı kabul ettiklerinden dolayı da İmamiyye mezhebinin a§ıruarından sa~dmaktadırlar.
Ancak bunl a r oniki imamdan ba§ka ondör t masumu da kabul ederler rl. Bu ondör t
ma sum oniki imamın erginlik çağına girmeden öldürülmüş olan erkek evlatlarıdır. Halbuki
İmamiyyeye gÖ"e onda t masum, onilü imama Hz. P~gamber ve kızı Fatıma'yı da ilave
etmektir.
Kızdbaş İnancı üç sünne t ve yedi farzdan ibarettir.
Sünne t l e r i :
1. Dilden tevhid kelimesini bırakmamak.
2. Kibirlenmemek, kin tutmamak.
3. Gönül kırmamak, kimseye düşmaruık beslemernek.
Farzlan:
1. Sırrını saklamak.
2. Diğer Kızdbaşlarla birlikte olmak.
3. Yalan söylemekten, gıybetten kaçınmak.
4. Hizmette bulunmak.
5. Mürebl1lSine itaat etmek.
6. Mü~hibini görüp gözetmek.
7. Halifeden taç ve kisve giyinmek.
Bunları yerine getirmeyenle~topluluk içinde sopa yemek ve halife ile mÜr§ide pa r a
vermek gibi cezalara çarptırdırlar ı). .
Kızdba§lar ibadete ait hükümleri tevil ederler. Fakat bu dini' hükümlere kar§dık
mezhebin hükümlerini yerine getirmede çok t a a s sub gösterirler Bilhassa T evt ebe r r a da yani Ali ile evlatlannı sevrnede, sevenleri sevrnemede sevmeyenleri sevenlere
dü§manlık e tmede a§ın giderler. Kırsal kesimde oturanlar bıyık ve s aka l kesmezler. Ali'nin
. sakalını ve bıyığını kesmediğini scyleyerek bu inancı ona dayandımlar.Kadınbü§amak
haramdır. Bo§arirn1§ kadın alan kansını bo§ayan zina etmi§ ve zina effirmi§ sayılır ye
"qü§kün olur. Yani cemiyet haricine atılır. Ancak karısını çok kötü bir durumda görürse,
dedenin onayı ile bırakabilir. ve kadın dü§kün olur. Kızılba§ olmayandan kız almak ve
kız vermek yasaktır denirse de bugün bu yasağa uyulmadığı görülmüktedir. Anası ve
babası Kızılba§ olmayanın Kızılba§ içine girmesi yasaktır. Kızılba§lıkta "Şeriat"ın genel
kurallanna uyulmaı. Kur'~n'1t mdi s ' e inanılır, saygı gösterilir. Ancak icaplan yerine
getirilmez. İnançlanna göre KGr'an'l Ali'dir. Muhammed'i gönderen de Ali'dir, Bu §u
beyiilerle dile getirilmektedir:
Niçin inanmazsın ey kanlı Yezıd!
Bu çarkın sahibi Ali değil mi?
Ar§da bu hayale uğradı Habib,
Hatemi indiren Ali değil mi?
Ta ezel Mehdidir senin bah§i§in,
Onlardan ewe ldi r senin geli§in,
Doksanbin kelamı hep b~n i§in,
Okunan Kur'an da Ali değil mi?
Kul Veliyim söyle sözün hatasın,
Öldür nefs çerisin hakka yetesin,
Uzatına ey karde§, sözün ötesin'ı
Bu mülkün sahibi Ali değil mi?( L
İki cihan aslı sensin,
Allah, Muhammed, Ali'sin,
Şah'ı Merdan dili sensin,
Allah, Muhammed, Ali'sinrı.
Hem Alfsin hem Veli'sin Hızır'sın,
Hak emriyleaıerrılere rtaıırsın,
İsmin söylendiği yerde hazırsın:3
Tann'nın aslanı Ali'm gel yeti§(·· l.
(1) Eröz (M), a.g.e,5,122.
(2) Benekay (Y), Ya§ayan Alevtik, İstanbul, 1967, 5.98.
(3) İbid,,s.61.
49
{
i
a

E
11
:1,
j ,
1
i.,
l 'Da j sonr a a~ıklayacağunızgibi " a r ap ve diğer içkiler ya s ak degildir. Oyun, §6ren,
çalgı inançlara, din(ö aykın f:ı.yılmaz. Kdrtın-erkek arasında kaç-göç ve ör tünme "asağı de
yoktur. Kı: ',cas ibadet bir yorumdur, bütün olarak gerçek değildir. İbadetin an ...ır, bir
g5revi yerine getirmek değil, insaI1lı1 olgunla§masını, yücelrnesini, bütün eksiklilderden,
suçlaıdan,kötülükIerden amasını sağlamaktadır. Bunlar gerçekle!jmedikçe yapılc: , bi r
ibadetin nİ1 &.....ıda bir önemi yoktur. G~rçek ibadet Ali'nin ki§iligınde 'düğürn1enen
insan sevgisidir, dolayısıyla Ali'yi sevmektir. Sunnl1ere Yezid derler, Kendilerine Kızdb1.Ş
diyenlere kar§ı §öyle bir dörtlük ile c evap verirler:
Kitabı de r e eden dil de kırmızı h derken aılsine bu durumu düz e l t r r -k istiyen
yazarlar: da yok değildir. Ömeğirı:
Yezid oğlan bize Kızdba§ demiş
Bahçede açdan gül de kırmızı
İncirlme ey gönül, ne derse desin
Ne olduysa olanlar, başımıza gelenler
Kardeıj kardeıji vurdu, sevirıdi o §eytanlar.
Kucakla§mak zamanı, İsıron sevgi harmanb
Alev1-Sünnl nedir? Hemen tashih zamanı\).
Kızdba§larda kapı eıjiği kutsaldır, ona arka dönülrnez, eıjiğirıe basılmazSebebi de
Ali, ''bilim §ehrirıirı kapısıdır". Kapının iki kanadı Ha s an ve Hüsey:n üstü de Muhammed'dir.
4. Din Adamı sınıfı
1. Halüe : Önceleri (Safevilerzamanında) doğrudan doğruya İran'dan gönderilen,
sonr adan Hacı Bekffi§ Tekkesirıdeki Dede Baba tarafından seçiler Bekta§~ Çelebilerinln
atandığı bu gör ev en yüksek görevdir. Son Halge Kurtulu§ SaVa§ı sırasında Atatürk'ün
yanında yer a l an Ahmet Cemalettin. Çelebi t ) iken ölümünden sonr a küçük Halife
türemiştir.
2. Dede:Dirı işlerini yürütmekle görevli dirı adaınlan olup Hz. Muhammed'irı
soyundan geldiklerine inandır. Bunlar ocak adı verilen ailelere mensupturlar. Ocaklar da
Kızdba§ büyüklerinirı soyuna bağlı saydır. Abdal Musa, Ağuiçen. Ali Seydi Otrnan, Celal
Abbas, Dede Garib Musa, Gözü Kızd, İmam Rıza,Kara Donlu, Can Baba, Pir Sultan, Sam
Saltuk,Seyyid Ali, Seyyid Baba, Şeyh SUıtan, Şeyh Çoban, Şeyh Sarnid vb. Ocaklann
bazdan birbirirıe bağlıdır.

4. Rehber: Dintörenleriniyönelir. Gelenek vegöreneğiiyibilen herrumgi birKızdba§
bu görevi yürütebilir.
5. Mus'chıib: Erginlik çağına gelerek özel törenle tarikata kabul edilecek kimsenin
yol göstericisine denir. Birine musahib olmak, görgü gecesi yapdan "müsahib kavline girme"
töreni ile ba§lar.
6. Tanb: ocaktan olmayan yani Hz. Ali soyundan gelmeyen bütün Kızdba§lara
deni r ( \
5. ibade t ve Erkanlan
iU
ş,
LLi
el
la
ıu
:ın
Kızdba§lann ib&'det zamanlan kırsal kesimde aylandır. çift ve hannan zamanlan [ni
geçince Dedeler, TSıibierin dini ayinlerini yapmak için, "kcy kcy gezmeğe ba§larlar. Dede re.
hangi köye gelirse or ada bi rye r dÖ§enirve Cuma geceleri AYin-i Cem (Görgü Ayini) ba§lar. ilk
j r t
i ' A
Ayin-i Cem (Görgü Ayini): Bu, Peygamberin Ali sırnna ennesidir. Kış günleri
Cuma geceleri yapdan bu merasim üç olayın canlandırdmasındanibarettir. Bunlar Miraç,
Kırklar Meclisi ve Hz. Hüseyin'in susuzluğudur. Aynca bu merasimin amacı, Kızdba§ olan
her ferdin ydda bir kere mutl,*agö~lmesi,her -mIibin bir Musahib tutması-dü§künler ve
küskünlerin ban§tınlmasıdır. t).
an
a)- Mi raç: Bu ayinde, kendi önünde toplanan bütün Kızdba§larakar§1 Dede, önc e
Miraçname'yi okur. Bu bir §iirden ibarettir. Bu §iirde Hz. Peygamberin Miraç'da b~ aslana
rast1adığl, aslanın Peygamberin yolunu kestiği, Cebrail'in s aü üzerine Peygamberin
aslana yüzüğünü attağı, aslanın yüzüğü yuttuğu, sonr a Peygamberin Mirac'ı Sahabe 'ye
anlatırken, Ali'nin yüzüğü çıkartıp Peygaı-rWere verdiği böylece de Peygamberin Mirac'ı
Ali sırnna ennesi için yaptığı canlandırdır. \ ) .
b)-Kırklar Meclisi: Bundan sonr a Kırklar Meclisi zikredilir. Selman'ın üzüm
getirdiği söylenirken or t aya br avuç üzüm atılır. Şerbet yapdıp, Kırklann içtiği sÖylenirken,
halkadakiler birer iki§er üzüm alırlar. Sema girdikleri söylenirken, s ema havalan ile s ema
ba§lar. Sema bitince Dede eline bir kayın ağacından kesilmi§ düz bir sopayı öpüp, iki eli
ile ufkt ve düZ tutar. Halkadakilerden biri yere diz çöker. İki ki§i gelir yüz yüze ve kollan
birbirlerinin ba§ları altında, diğer kollan ile birbirini kucaklamak suretiyle yatarlar. Bu iki
ki§i birbirinin Musahib'idir. Birinin hanımı diğerinin, onun hanımı da MusSh!b'in ayaklan
ucuna diz çöküp kapanır. Bu sırada Rehber sol eli ile ba§lannı ve bellerini, ayaklannı
sıvazlar. Bu iki Mus~b ölmü§tür. Dede ayakta:
(1) Kızdba§larda Din Adamı Sınıfı için bkz , Eyüboğ\u az.), Bütün Yönleriyle Bekla§1Iik (Alevıllk),
İstanbul, 1980, s. 186-192; Fığlalı (ER), a.g.e, s. 309-325.
(2) Gölpınarlı (A) a.g.e, s. 793.
:a~
in

un
leı
le!
LS~
34'
:ıS!
13"Hal erenler halidir yol erenler yoludur. 1 . ,
GSm olman sof1ler, değen üstSd koludur.( )" diyerek ''Bi ismi Şah" de r ve ".II"h,
Muhama•....d, YS Ali diyerek erk~n ile sırtlanna hafIfçe vurur. İkisi de kalkar, kadınlar
yerlerine geçerken onl a r da kalkar Dede'nin ayaklannı öperler. Bu merasim bitince herkes
oturur.
c)- Hz. Hüseyin'in Susuzluğu: Dede'nin önüne bir tas su gelir. Saka alır
Dede 'den itibaren herkese suna r . Herkes birer yuüumcuk içer, İçen ile beraber bütün
meclistekiler "Hüseyin'e selam verirler, katiline lanet ederler". Sonr a Saka kendisi de içer,
içinde ka l an suyu da sağa sola serper, odanın ortasına gelerek hizmetine karşılık Dede 'den
hayır dua ister, merasim biter.Sofralar serUir, yemekler yenir. Yemekten sonr a Dede or t aya
bi r mendil serer: "Yerden g . mendile (para ve adak) adağını kor. Bu pa r a ile Dede mum alarak he r Cuma gecesi tarikin
durduğu yüksekce bir yerin yanında mum yakar. Bugün aşağı yukarı he r köyde elektrik
olduğundan topl anan bu pa r a Dede 'ye harçlık olur. En sonunda Dede:''Konup göç ene
rahmet, sırnnı açıklayana, gördüğünü diyene" Janet de r ve tör ene katılanlar-canlardağılır.
Sorgu Ayini: Çal"§ambayı Pel"§embeye bağlayan gecelerde düşkünler müna s ebe t i
ile yapılan ayindir. Suçlular ve şikayeti olanlar va r s a söylenir, gerekirse Dede bunl an
banştırır ve ceza verir. Düşkünleri kaldırır, yerine göre suçlannı düşürür. Bu gece sorgulan
yapılanlar Cuma gecesi yapılan Ayin'i Cem' e katılırlar.
Kızılbaşlarda oniki int am' a kaı"§ı1ık oniki hizmet vardır. Bunlar: Mül"§itIik, ltrlik,
Halifelik, Ze1kirtlik, Çerağcılık, Gözcülük, Tarikcilik (sopayı tutan), Cemiyet Başıcılık, Nm Sakalık, Ferraşlık ve Hadimliktir. Cemiyet Başıcının görevi: MÜı"§id, ve Halife'den başka
bütün hizmetleri ehline vermek, yapamayanl a rdan o hizmeti almaktır.· N~ib: Meydanı
açan, Dede 'nin önünde seccadeyi yayan, Musamb kavline girenlere rehberlik edendir.
Hadim: Dede 'ye ve büyük!ere hizmet eden kişidir.
Yazıngörgü ve sorgu ayinleriyapılmadığı gibi, Muharrem ayı boyunc a da yapılmaz.
(Matem ayıdır). Ayinler baha r a kada r devam eder. 21 Mart Nevruz günüdür (İmfuniyeye
gör e Hz. Ali'nin doğum günü). Büyük bayraIndır. O gün bir kurban kesilerek toplantı
yapılır. Toplantıdan sonr a Dede keyüne dÖler. Bundan dolayı Kızılbaşlar "Çiğdem bitti,
. Dede yitti" derler.
Kızılbaşlann müsIÜll1ün1arIa müşterek olan ibadetIer konusunda
uyguladıklan hususlar da şöyledir:
a) Oruç: Kızılbaşlar K~r'an'ın: Ey inananlar, oruç Allah'a kaı"§1 gelmiyesiniz diye
sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı(l) "hükmü gereğince orucun, nefsine
..
1) Şapolyo (EB), a.g.e"s262.
52
aolmayıp AlIah'a karşı gylenlere farz kılındığına, AlIah'a karşı gelmiyenıerin bundan
müstesna olduğuna inanırlar\). Ayrıca ramazanda Hz. Alfnin öldürülmesinden dolayı bu
aya katil ay deyip, bu ayda oruç tutmazlar. Buna karşılık 12 gün süren Muharrem orucunu
tutarlar. Bu oruç Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin ve 72 yakınının Kerbe/S'da
öldürüldüğü günlerde onların'anısına tutulur. Bu oruç öldürme gününden ((10 Muharrem)
11 gün önc e başlar. Oru~un sonunda aşure pi§irilerek dağıtılır. Oruç tutulduğu günlerde
gülünüp eğlenilmez,ya s tutulur. Elden geldiğince az su içilir veya hiç içilmez. Sulu içkilerden
kaçınılır. Et yenmez ve hayvan~gıdalar alınmaz. Bazı bölgelerde erkekler traş olmaz,
kadınlar ise ka r a giysiler giyerler(· ).
Ayrıca Kızılbaşlar her yıl şubat ayının birinden başlayarak üç gün Hızır orucu
tutarlar. Hızır, Kızılbaşlarda Alfnin bir görünümü ünden ibarettir.
b) Namaz : Kızılbaşlara göre namaz sözcüğü döıi büyük kitapta yoktur. Se l ava t
kelimesi vardır. Bu !}f.maz sözü de bir beden eğitimi ve spordur, sağlığa yararlıdır. Ancak
inançla ilgisi yoktur( ).
Namazın Kur'an'da geçen bir kaç ayet ile Hz. Peygamberin şahsına farz olduğu,
bunun bütün müslümanlara farz olmadığı, ayrıca Kur'arı;,da "beş vakit namaz" sözcüğüne
rastIanmadığınl söyleyerek, namaz kılmayı reddederler Il.
Kızılbaşlar beş vakit namazın nasıl Allah'ın emri olduğunun müslümanlara kabul
ettirildiğini şöyle ispata çalışırlar: Hicretin' 17/637 inci yılında 3. Halife Öme r bütün İslam
memleketlerine emirname yazıp namazın beş vakitte iki rekat kılınmasını herkese farz
kılmıştır. O yılda halka bir takım ziyafetler verdirerek fakir fukaraya yağ, hurma vb. gibi
SNı maddeleri dağıtır. Çocuklara ve meclise büyük ikramlarda bulunarak üzüm, hurma,
pekmez ve tatlı yiyecekler dağıtarak, o günü büyük bir merasim tertip eder. Bu törenin
adına Şeker Bayramı adı verir. Böylece Ömer, namazın beş vakitte iki rekat kılınmasını
bir kanunla halka kabul ettirir. Bundan sonra Öme r öıür.Ömer'in ölümünden sonr a yerine
geçen Osman bu durumu bir müdde t devam ettirir. Bir sıcak mevsimde Osman Mekke'ye
gider. Bur ada namazı dört rekat kıldırtr. Osman'ın bu hareketini tasvip etmeyen or ada
bulunan Ashabın ileri gelenlerinden Muhammed b. Ebi Bekir, Talha ve Zübeyir gibi zatlar
Osman'ın huzuruna çıkarak "Ömer bizlere namazı iki rekat kıldırıyordu, siz neden dört
rekat kıldırdınlZ?" derler. Osman: "Benim TElifte mülküm ve arazim var. Mekkede de eml§k
ve arazim vardır. İki rekat TIiif için iki rekat da Mekke'deki ernl~k ve araziın için kıldırdım"
der. Bunun üzerine Muhammed b. Ebi Bekir "senin emIak ve arazin için namaz
arttırılamaz"
1) Bakara,183.
2) Koç (Ş), Gerçek İsl~m Dini. Ankara, 1989, s. 282.
3) Bozkurt (F), Alev'1liğin Toplumsal Boyutlan, İstanbul, 1990, s, 156.
4) Koç (Ş). Allah İnsanlardan Ne İstiyor? Ankara, 1988. s. 1ü3.veGerçek İsI{;m Dini, s238.
5) Bkz. Öztoprak (I-I), Kur~'da Hikmet Taıihte Hakikal Ankara, 1951. s.4-34.
53arttırılamaz" deyince Osman: "Mühür bende değilmidir? Ben böyle istiyorum" der.
Osman'ın bu cevabı üzerine Ashabın ileri gelerıleri herhangi bir hadiseye meydan
vermemek için or adan dargın olarak ayrdırlar. ~te o zaman namaz dm rekat olarak
d~m eder. Daha sonr a namaz ve rekatları, farzları, sünnetleri arttırdarak bugünkü §eklini
a1lr( ).
Aynı ya z a r kitabının devam eden sayfalarında namazıarın sünne t ve farzlanndan
bahs ede rken s abah, öğle, ikindi ve yatsı namazlarınınönce sünnetlerinin kdındığından söz
ederken de r ki: "Madem ki namaz Allah tarafından farz kdındı, neden Allah'ın farz namazı
önc e kdınmıyor da sünne t namazı kdınıyor? der.
Kızdb~lar namaz kdmayınca, namazın ön hazırlığı olan abdesti de almazlar. Abdest
de namaz gibi ruhun arınmasından ibarettir. Ancak Kızdb~larda AYin-i Cem toplantısına
katdmadan önc e erkek kadın herkesin boy abdesti alması gerektiğine inandır. Bu Boy
abdesti, Sürınilerinkine benzemez. Bu ql;ıdeştte: üç defa eller, üç defa kollar, yıkandıktan
sonr a b~ ve çıplak ayaklar meshedilirtı. .
Kızdba§lara göre cünüp olan birinin yıkanması da gereksizdir. çünkü su, insanın
dı§ azalarını temizler. Meni ise insanın iç azalarından süzülüp gelmektedir. Öyleyse cildin
üzerine dökülen su, ilikten süzülüp gelen meniyi nasd temizler.
Kızdb~lar Bakara Suresi 223 cü ayetinde: ''Kadırdarınız sızın tarlalarınızdır.
TarlanlZa dilediğiniz gibi giriniz. İstikbal içrrl hazırlıklı bulununuz. AlIah'tan sakınınız ve
biliniz ki, ona ul~acaksınlZ. Bunu müminlere müjdele" denirken müminlerin e§leriyle
teması cennetle müjdeleniyor. Temas ettiğiniz zaman cünüp olursunuz denmiyor. çünkü
müminler bütün varlığıyla Allah'a teslim qJanlar demektir. AlIah'a teslim olanlarda pislik
olur mu? Müminler her haliyle temizdirlerı\
Bütün bunlardan anl~ddığına göre, boy abdesti ve yıkanmak anlamına gelen
gusül, Kızdb~larda A.yin-i Cem' e katdmak için gerekli olup, cünüplükten temizlenmek gibi
bir ݧlevi yoktur ve bu §eklidir.
c) Zekat: Kızdba§lar zekatı İsramın isted!.9i gibi yerine getirmezler. Buna benzer
Kızdb~[ar arasında "yol karde§liği" sistemi vardırrT. Bu büyük bir yardırnl~ma düzenidir.
d) Hac : Kızılb~lıkta. hac, İsıamiyetteki emir doğrultusundar) kabul edilmez.
Kızılb~lığın bütün kurallarıile y~anan muhillerinde ibadet amacı ile hacca gid2n
olmaml§tır. Hacca gidenlerin ancak seyahat ve ticaret amacı ile gittiği söylenmektedir.\).
Kızılb~lara göre Allah her ~eyi insanda yaratml§tır. İnsandan daha kutsal hiç bir
~ey yoktur. Kıble de k'abe de insandır. İnsana hizmet vermek gerekir. Kabe İbrahim
Peygamberin t~ta~ve topraktan yaptığı bir binadır. Gönül ise büyük Tanrının nazar
ettiği bir makamdır.( ) .
Günümüzde Kızılb~lar arasında, Anadolu'daki bazı kutsal saydıkları yerleri
ziyaretin hac yerine geçtiğini görmekteyiz. Bu kutsal yerlerin b~ında Kı~ehir'in Hacı Bekra~
ilçesindeki Hacı Bektaş Tekkesi gelmektedir. Burası her ne kadar Bektô41'lerin kutsal yeri
ise de Kızılb~lar da bur aya rağbet etmektedirler. Kızılb~lardan mali durumu iyi olanlar
heryıl 15-16Ağustosta Hacı Bekt€tşa giderek bur adayapılantörenleri izlerler. Bu törenlerde
Dedebağı denen yerde kurbanlar keserek, bağlama çalarlar ve s emah dönerler. Diğer
taraftan Antalya Bmalı-Finike yolu üzerinde bulunan Abdal Musa'nın türbesi de aynı
~ekilde ziyaret edilmektedir. Ayrıca Kızılb~ların öt eden beri Irak'ın Necef şehrindeki Hz.
Alfnin mezarını hac için ziyarete gittikleri de bilinmektedir.
İnanç esaslarında belirttiğimiz gibi, Ali'nin Allah olduğuna inanan
Kızılbaşlarınyanı sıra Allah-Muhammed-Ali üçlüsü içinde AIi'nin de insan üs tü
bir varlık olduğuna inanarak bir Allah'ın ve , onun Hesulü Muhammed'in
varlığına inanan Kızılbaşlar da çoğunluktadır. Bunlar Alfnin Hz. Peygamberin
yeğeni, damadı ve Peygamberden hemen sonra gelen önemli bir kiS,i olduğu halde, Hz.
Peygamberin ölümünden sonr a hilafette hakkı gasbedilerek dördüncü sıraya düşürülen,
daha sonr a Emevller tarafından hile ile bu hakkın da oğullarından alınıp bir kö~eye itilen,
hor görülüp takip edilerek öldürülen kİS,elir olarak götürler. Bundan dolayı bu hakkı geri
almak için çalıs.an ve genel anlamda §'o adı verilen gruplar yönetimi ellerine geçiremeyince,
yönetimin Ali ve evlatlarının hakkı olduğunu topluma inandırmak için aye t ve Hz.
Peygamberin ağzından iddialarını doğrulamak için sayısız hadis uydurmuşlar yine de
müslümünların çoğunluğunu yönetimleri altına alamamlS,lardır. Ancak Mısır'da RhırnTler,
Bahreyn dolaylarında Büveyhiler, İran'da SafaVller belli bir dönemde kısmen yönetirni
elleıinde bulunduran hükümdarlıklar kurmuşlardır. Bugün bu hükümdarlıklardan1979
yılında İran'dakiler Ali ve evlatları sevgisine dayanarak yönetimi ellerine geçirmiS,lerse de
yine bur ada Ali evlatları yönetimde bulunmamaktadırlar.
İşte bu inanç ta olan Kızılbaşlar AIi'nin Allah olduğuna inanmamakla
beraber, Kızılbaşlar tarafından inanç diye inanıp uyguladıkları inançların
heps ine harfiyen inanırlar. Çamiye gitmezler, namaz kılmazlar, Muharrem orucundan
b~ka oruç tutınazlar, zekat vermezler ve hacca gitmezler. Bunlar hakkında yukarıda
verdiğimiz gerekçeleri ileri sürerler.
5) Ali İmran. 97.
6) Doğan d), Anadoluda Alev'iliğin Doğu§u ve Samsun Alev'deri, Samsun. 1990, 5.87.
7) Ziya Şakir, Mezhepler Tarihi, İstanbuL. lrs.s.30.
;1
o:
d,
. eı
11
ın
e
ıl<
IIHunlannyanı sıra bugün yurdumuzda Ehl-i Sünne t görüşünübenims eyen
Müslümanlarla kakanşık olarak oturan Kızılbaşlar ile, köylerinden koparak
şehirlere yerleşen ve buralarda müslümanlarla ortak iş yapan, onlarla yan yana
oturan-komşu olan Kızılbaşlann inanç lan yukanda anlatılan Kızılbaş
inanç lanndan oldukça farklıdır. çünkü köylerde müslümanlarla karışık otur an
Kızdb~lar, nişanlarını, düğünlerini, nikahlarını, bayramlannı birlikte kutlayıp cenazelerini
birlikte defnetmektedirler. Bu hareket onları müslümünlara yakl~tırmakta zamanla İslam
inançlarınıbenimseyip uygulamalanna yol açmaktadır. Şehirlere göç ederek yine bur a i a rda
müslümanlarla olan yakın ili~kileıi ki bunlar: Müslümanlarla ortak iş yapmak,
müslümanlarla yanyana oturmak, Müslümanlardan alış veriş yapmak, müslümanlann
lokantalannda yemek yemek. müslümardarın kıraathanelerinde oturmak gibi. Bu durumlarda kendilerine Kızdb~ dedirtmemek için, örneğin ortağı cuma günleri camiye gidiyorsa
kendisinin de gitmesi; ortağı veya kom~usu ramazanda oruç tutuyorsa kendisinin de
tutması; ortağı veya ko~usu İslamın öngördüğü kutsal gürderde kurban kesiyorsa
kendisinin de kesmesi; ortağı veya komşusu hacca gidiyorsa kendisinin de hacca gitmesi
gibi t amamen İslam inançlarını uygulamakta ancak burdara da halen nadiren lakap olarak
Kızdb~ denilmektedir. Oys a burdar Kızdb~ inançlanndan t amamen uzakI~an. İslam
inan~larınıuygul ayan müslümardardır.Bunlara klZdb~ demek bu kelimenin içerdiği ardam
ile t amamen terstir. Bunlar Kızdb~lıktan ve Kızdb~lardanuzakl~mış EhI-i Süne t inancını
benimsemiş müslümanlardır.
Bugün Kızdb~lar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi adı altında okullarımlZda okutulan
bilgiler doğrultusunda İslam'ın ne olduğu hakkında'bilinçlendirilmekte, yeni yetişen genç
nesiller camisi,okulu ve belli bir kitabı olmayan Kızdb~lıktan günden güne uzaklaşmaktadırlar.
6. Ziyaret Yerleri
-
Ha c c a gitmezler. ünc e l e r i Erdebil'e ziyerete gittikleri halde, Safev1ler~n nüfuzu
kalktıktan sonr a bundan vazgeçmişlerdir. Asd ziyaret yerleri, A1i'nin yattığı ye r Necef,
Hüseyin'in yattığı ye r Kerbela, Musa Kazım ile Muhammed Takt'nin yattıkIarı ye r
KSzımiyye (Bağdat), Ali Nakl; Ha s an el Askeri'nin yattıkIarı ve Mehdi'nin kaybolduğu ye r
Sama r r a (Bağdat),Ali Rıza'nın yattığı ye r Meşhed'dir.Bunlardan b~ka Hacı Bektaş, Abdal
Musa, Hüseyin Gazi, Seyyid Battal vb. gibi azizleri de ziyaret ederler. Ayrıca köylerin.e
yakın bir dağ eteğinde 'Vlu bir kaya" yahut dağların birindeki "birkaç çam" da ziyaretgah
oluverir. Bunlara kurbanları , kapları ve kacakları ile giderler. Kurbardannı keserler,
oyurdar oynarlar, ak§ama kada r eğlenirler. Adaklarını yatın bekleyen va r s a ona vererek
dönerler.

567. İçki Geleneği

Bu geleneğe Kızılb Cem'de Kırklar me c l i s inde \ ) ge ç en bir ol aydan dolayı içilir. Olay da §udur \ ) :
. -
Kırklar meclisinde Selman-ı Farisi Peygambe r e bir üzüm tanesi vererek, kırka
bölmesini,toplantıda bulunan kırk ki§iye dağıtmasını istemi§, Peygambe r de üzüm tanesini
ezmi§, suyunu kırk ki§iye içirmi§tir. Bu sudan içen kırk ki§i coşmu§, derin bir ooyu§, derin
bir sevince kapılml§ mutlu olmu§tur". Bu olay içkinin ve içkili toplantıların kaynığı sayılarak
içki yasağının gereksizliğini, içmenin Hz. Peygambe r e kada r gittiğini, onun bile Kırklar
meclisine katıldığını söyleyerek içki içmeyi mübah ve kutsal sayarlar. Bu kutsallık §u
dizelerde dile getirilir:
Payım gelir erenlerin payından
Muhammed neslinden Ali soyundan
Kırkların ezdiği engür soyundan 4
Bir s en iç sevdiğim bir de bana verı ).
Ey Zahid §a r aba eyle ihtiram
Müslüman ol terk e t bu kiyl-ü kaJ.i
Ehline helaldır na ehle haraJ'2
Biz içeriz bize yoktur vebali\}.
Bu meydanda fqrzdır dolu içilir
Allah birdir ikilikten geçilir
Budur farz-ı ayin nefsin ba§ı içilir n
Çık küfürden ehl-i iman ol da gel{-),
Bir rivayete gör e de içki geleneği AlCden ba§lamaktadır. Bundan dolayı kutsaldır.
Bu inanca gör e Ali, öbür dünyada Cennette bile içki dağıtıcıdır, Sakl'dir. Ba§ka bir deyi§le
İlahi bir içki, içecek olan "K~ser" in değıtıcısı, canlara sunucusudur. Buna "Sakf-i Kevser"
denir. Ali Saki-i Kevser'dir( ). Yine b~ka bir rivayete göre de Kur'§n'da geçen "Rableri
de onl a r a tertemiz bir §a r ab içirmi§tir\)" ayetine göre Allah sevdiği kullarına kendi eli~e
ölümsüzlük içkisini, mutluluk ve r en içeceğisunacaktır,diyerek bundan dolayı içki içerler( ).

İçki içmek ve içkili §enlikler düzenlemenin kaynağının İran'dan geldiği de scylenir.
Söylentiye göre §arabın bulucusu Cem (Ceffi§it) adlı bir İran kralıdır. Bir gün gökten,
güne§ten yere bir ışık iner. I§ık sonr a insan biçimine girer. Onun indiği yerde bir üzüm
asması biter, büyür üzüm verir. Daha sonr a da Cem, bu üzümleri sıkar,
suyundançevresinde toplananlara i~irir. İlahi bir sevinç, mutluluk ba§!ar. Bu da içkili
toplantılann, törenlerin k:fnağı olur. Ayin-i Cem, Cem töreni anlamında Iran kralı Cem'in
yaptığı bu içkili §enlikler( ) olup, Kızdba§lar tarafından benirnsenrni§ti.
8. Tavşan Eti
Kızdba§larda tav§an yemek haramdır. Sebebi de, bu hayvanın çe§ili hayvanlara benzemesidir. Örneğin, kafası ile kediye, kulaklan ile e§eğe, ayaklan ile köp%le, burnu ile
fareye, kuyruğu ile domuz~, haylZ getirmesi ile kadına benzemektedir.t)Muaviyenin
bacaklan arasından Çıktığı\). ve Hz. A1i'n~ atını ürküttüğünden dolayı da köü ga l e
baktıklan ,:e etini yemedikleri de söylenir( ). Diğer taraftan kanın haram olduğunu
söyleyerek tav§an eti ise tamamen kandır, derler ve tav§an etini yemezler.
Kızılbaşlada Bektaş-ner Arasındaki Farklar
Bur ada Kızdba§ inançlanndan çok farklı olan Bekt~t inanç ve ibgdetlerinden
bahsetmediğimiz halde iki inanç arasındaki belli ba§1ı farklan da belirtmenin faydalı olacağı
inancındayız. Şöyle ki:
I) Kızılba§ anne ve babadan doğan ancak klZdba§ olur.
Be~i olmak için Bekt~~ anne ve babadan doğmak §art değildir.
2) Kızdba§lar yalnız kendi aralannda evlenirler.
Bek.ta§"ilerde bu ade t yoktur.
3) Kızdba§larda dü§künlük meydanı vardır.
Bek.ta§lıerde bu yoktur.
4) Kızdba§larda tapınma yerine "Cem Evleri" denir.
Bek.ta§"uerde tapınma yerine "Meydan Odası" denir.
5) Kızdba§larda din adamına Dede derler.
Be~iıer 'din adamına Baba derler.
6) Kızdba§lıkta Dede kaynaklarının Hz. Ali soyundan geldiklerine inanılır.
Bekfa§ilikte Baba kaynağı Hacı Bekta§ soyu ve ocakzadeler ve mÜr§it kollandır.
Dedelerin yanı sıra bir de Dede baba vardır. Bunlar Dede soyundan gelmeyip
liYakata göre saptanırlar
(İ) Eyüboğlu (İZ), a.g.e.,s.324.
(2) Koç (Ş), Gerçek İsl~ Dinini Kimler BozduKur'aIJ. İncil ve Tevrat'a GÖ"e Gerçek İstam Dini,
Ankara, 1970,s.91-95; Oy! am (Mll, Bekla§i1iğin İç Yüzü. Dib~ Kqes~ Yüzü ve Aslan Nedir?, İst.,
1970,s.
(3) öge! (B), Türk Mitoıojis~ Ankara, 1981,5.490.
(4) Benekay (Y),a.g.e,s.163.
58...
7) Kızılba§larda içki (dolu) kutSaldır. Ayin sırasında bol bol içilir.
Beıcta§ılikte içki kutsal değildir.
.8) Bir Kızılba§ Dede'den müsade almadıkça kansını bO§ayamaz ve bO§anainaz.
Bekt~"'ılerde böyle bir adet yoktur.
9) Kızılba§larda sır saklamak mecburidir.
Be~"nerde mecburi değildir.
10) Kızılba§larda tek evlenme vardır.
Bekt~ııerde çok evlenme vardır.
l l ) Kızılba§lar gelirlerinin beşte birini Dedelere,
Be~iler ise Hacı Bektaş Veli Dergahına verirler.
12) Kızılba§larda Cem, Görgü ayinine ancak ergirıler ve evliler katılır.
BektÔ§"uerde herkes katılır.
13) Kızılba§lann tekkesi yoktur, ancak her alevi köyü kutsal saydıkları bir ocağa
bağlıdır. Bu ocaktan gelenlerin Peygamber soyundan geldiklerine inanılır.Bir
eğitime tabi tutulamazlar, soydan gelirler.
Bektaşııerin tekkesi vardır. Burada din adamları eğitilerek ve çeşitli derecelerden geçerek yükselirler.
14) Kıiılba§lıkta mücerretlik (hiç evlenmeme) yoktur.
Bekta§ilikte mücerretlik vardır.
15) Kızılba§larda dini törenler bir köyevinde, bir avluda, kutsal sayılan bir tepede,
bir yatır önünde, bir su ba§ında, bir ağaç altında yapılır.
Bekt~l!erde dini törenler tekkede yapılır.
16) Kızılba§lık bir inanç sistemi ile, bu iminçların sembolik olarak oyun diye
oynandığı, türkü diye söylendiği ses ve hareket olarak anlatıldığı bir törenler
bütünüdür.
Bekt~ilikte bu yoktur.
17) Kızılba§larda Mühasiplik veya yol kardeşliği vardır. Buna göre her alev\" hak
yoluna girmeden bir yol kard~i seçer. Yol kard~leri her konuda birbirlerinin
yardımcısı ve tamamlayıcısıdıriar.
Beırta§'ilikte Müsahiplik yoktur.
18) Kızılba§lar cumhuriyet dönemine kadar devletle uzla§maya çalı§marrıı§lardır.
Fırsatını bulduklannda Osmaniı Devletine kaf§1 aYaklanml§l~r, ellerine fırsat
geçince de ondan uzakla§mı§lardır. Bekt~iler ise daima devletle içiçe
olmu§lardır.